Yenileniyor
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyon
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • K.Maraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
--
--
--
--
Son Dakika Haberler

Hazine ve Maliye ile Dışişleri bakanlıklarının 2023 yılı bütçeleri TBMM Genel Kurulunda68 defa okundu

, kategorisinde, 12 Ara 2022 - 22:01 tarihinde yayınlandı
Hazine ve Maliye ile Dışişleri bakanlıklarının 2023 yılı bütçeleri TBMM Genel Kurulunda

TBMM (AA) – HDP Mersin Milletvekili Rıdvan Turan, “Toplum olarak zenginleşiyoruz algısını yarattılar; toplum olarak yoksullaşıyoruz.” dedi.

HDP milletvekilleri, Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Dışişleri Bakanlığının 2023 yılı bütçeleri üzerine TBMM Genel Kurulunda söz aldı.

HDP Diyarbakır Milletvekili Garo Paylan, 2022’nin zor bir yıl olarak tarihe geçeceğini ileri sürerek, emeklinin, işçinin vatandaşın kombisini çalıştıramadığını, vatandaşın büyük bir kesiminin perişan olduğunu ve söylendiği gibi ekonominin uçmadığını savundu.

Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’nin, yaptığı bir açıklamaya göre, “2022 en kötü yıl olarak tarihe geçecek” dediğini de öne süren Paylan, “Ben söyleseydim itiraz ederdiniz ama bunu kim söylüyor, ekonomiden sorumlu bakanımız söylüyor. Devamında umut satıyor, ‘çok şükür, bu zor dönemi geride bırakıyoruz’ diyerek. ” diye konuştu. Paylan, bir düzelme olması için halka yönelik politikalar ortaya koymak gerektiğini söyledi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 5 yıl önce “verin yetkiyi, Türkiye’yi uçuracağım” dediğini de ileri süren Paylan, 5 yılda yoksulluğun, alım gücünün artıp artmadığını sordu.

Türkiye’de biri ucuz ekmek, diğeri lüks araba olmak üzere iki yerde kuyruk olduğunu iddia eden Paylan, Bakan Nebati’nin “bu sistemden dar gelirliler hariç patronlar kazandı.” diye itirafı olduğunu da ileri sürdü.

Paylan, iktidarın patrondan yana olduğunu öne sürerek, bir evin yoksul olmaması için 26 bin 500 liranın o eve girmesi gerektiğini iddia etti.

TÜİK eliyle Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en büyük “yolsuzluğunun” yapıldığını iddia eden Paylan, “Biriniz çıksın, ‘Enflasyon yüzde 85’ desin. Hadi buyurun. 600 kişiyiz, biriniz çıksın, bir milletin vekili ‘Evet ya, TÜİK doğruyu söylüyor, enflasyon yüzde 85’tir’ desin ve bunu ispat etsin, ben vekillikten istifa edeceğim.” diye konuştu.

Enflasyonun TÜİK’e göre yüzde 85 olduğunu ancak Diyarbakır’daki peynir pazarında geçen yıl 30 liraya satılan peynirin şimdi 130 liradan satıldığını, “TÜİK’e göre peynir enflasyonu yüzde 100 ama Diyarbakır peynir pazarında yüzde 350.” dedi.

Paylan, emeklilikte yaşa takılanlar için yapılacak düzenlemede yaş düzenlemesi olmadığı söylenirken şimdi böyle bir durumdan bahsedilmesinin doğru olmadığını savunarak, “EYT’lilerle dalga geçmeyin.” diye konuştu.

HDP Mersin Milletvekili Rıdvan Turan, işsizliğin arttığını, kadın istihdamındaki düşük seviyenin ise aynen devam ettiğini ileri sürerek, bütçeyi “savaş bütçesi” olarak nitelendirdi.

Savaş bütçesi tabirinden kastının, silahlanmaya harcanan paranın yanı sıra, üst sınıfların alt sınıflara, iktidarın büyük bir çoğunluğa karşı iktisadi zor ve iktisadi şiddeti kastettiğini söyleyen Turan, bütçenin yoksullardan toplanan vergilerle oluşturulduğunu öne sürdü.

Turan, bütçeye dair değerlendirmede bulunduğu konuşmasında, “Toplum olarak zenginleşiyoruz algısını yarattılar; toplum olarak yoksullaşıyoruz. Bakanın ‘Türkiye ekonomi modeli’ dediği yerli, milli, ihracata dayalı, düşük Türk lirası, yüksek kur temelli politika yerle yeksan olmuştur, çökmüştür. Bunda devam etmeyin, gözünüzü seveyim, bunda devam ettiğiniz her gün bizim çoluğumuza çocuğumuza, sizin iktidarınız sonrası gelecek olanlara olağanüstü bir yük bırakıyorsunuz.” diye konuştu.

Yoksulluğun, açlığın bu kadar arttığı ülkede “ekonomi iyi gidiyor” denilmemesini isteyen Turan, iktidar bu ekonomi politikasını sürdürdüğü sürece milyonlarca insana bir dilim ekmek çıkmayacağını öne sürdü. Turan, ekonominin düzelmesinin gerek şartının bu anlayışın ortadan kalkması, yeter şartının da iktidarın gitmesi olduğunu iddia etti.

HDP Batman Milletvekili Necdet İpekyüz, ülkede ekonomik, siyasal, toplumsal, sosyal açıdan ciddi bir kriz olduğunu ve bunu herkesin söylediğini iddia ederek, iktidarın “Ne olabilir, ne yapabiliriz, eksikliğimiz nedir? Yönetemiyoruz, beceremiyoruz.” demediğini ve dışarıda bir suçlu aramaya çalışıldığını savundu.

HDP İstanbul Milletvekili Musa Piroğlu, Meclis’te konuşulanın sarayın bütçesi olduğunu anacak başka bir masada halkın geçim bütçesinin durduğunu söyledi.

Asgari ücrete yapılacak zamma değinen Piroğlu, dünya çapında asgari ücret uygulandığını ancak istisna olduğunu, Türkiye’de ise asgari ücretin genel ücret anlamına geldiğini iddia etti.

Piroğlu, Türkiye’de 40 milyona yakın insanın asgari ücret seviyesinde ücretle geçindiğini savunarak, 10 milyona yakın emeklinin bunun yarısıyla, 10 milyon engellinin daha da alt seviyede bir parayla geçinmeye çalıştığını ileri sürdü.

Halkın büyük kısmına sefalet, açlık ve yoksulluğun dayatıldığını iddia eden Piroğlu, “Bu iktidar zenginlerin iktidarı ve bu iktidarın bu bütçesinin, 20 yıldır olduğu gibi yoksullara bir çözüm üretme şansı yok. Çünkü zenginleri, çünkü patronları karşısına alması lazım ama zenginlerin serveti yoksullardan çaldıklarından, patronların serveti işçilerin emeğini çalmalarından oluşuyor.” ifadelerini kullandı.

HDP Diyarbakır Milletvekili Dersim Dağ, AK Parti hükümetleri döneminde tarihin en büyük bütçe açığının verildiğini ileri sürerek, şunları söyledi:

“Ocak ve ekim aylarını kapsayan dönemde bütçe açığı 128,7 milyara ulaştı. Hazinenin bütçesinde açığa çıkan bu durum bir kriz sebebiyken iktidar ise ekonominin büyüdüğünü iddia ediyor. Oysa bütçe açığının kapatılması için vergilerin yüzde 65’inin halktan alınan vergiler olduğunu görüyoruz. Ekonomik krizin faturası bütünen halka kesildiği gibi, en çok gençlerin üzerine yükleniliyor; genç işsizlik oranı yüzde 41’lerde. Her 3 kadından birisi ne eğitimde ne de istihdamda yer alıyor. Hükümetin mevcut politikaları halkı değil, yandaşları büyütüyor. Ama iktidara göre ekonomi büyüyor, yoksulluk azalıyor. İktidarın büyümeyi iddia ettiği bu düzende halk sefalet içinde.”

Haber Editörü : Tüm Yazıları
YORUM YAZ